Baş-Boyun Kanserleri
Baş-Boyun Kanserleri
Yüz ve boyun derisi kanserleri : Deri kanserleri bölümüne bakınız.
Kulak kepçesi ve dış kulak yolu kanserleri :
Tükrük bezlerinin tümörleri : En sık kulak önünde yer alan parotis bezinde
tümör görülür, bu tümörlerin % 80 i iyi huyludur.
Ağız boşluğu : dudaklar, dudakların ve yanakların iç kısmı (bukkal mukoza), diş
eti, damak, dil ve ağız tabanı.
Burun delikleri derisi ve burun döşemesi : Boğazın en üst noktasında ortaya çıkan
nazofarinks kanseri, sinus olarak adlandırılan ve yüz kemikleri içinde burun
çevresinde yer alan hava boşlukları içinde gelişen paranazal sinüs kanserleri.
Nazofarinksin devamı olan hipofarinkste de kanser görülebilir.
Burnu
boğaza bağlayan orofarinks kanseri de bu gruptadır. Bu bölgede dik kökü,
yumuşak damak, bademcikler dahil boğazın arka bölümü yer alır.
Larinks
kanseri ve yemek borusunun boyun bölümü kanserleri de bu bölge içinde telakki
edilir.
Baş-Boyun Kanserinin Sebebi Nedir ?
Deri
tümörleri güneşe maruz kalma ile ilgilidir. Diğer baş-boyun kanserleri, sigara
içilmesi, tütün çiğnenmesi, alkolizm ve kötü beslenme sebepler arasındadır.
Nazofarinks kanseri gibi bazı kanserlerde Epstein-Barr virusu gibi özel
faktörlerle ilişki vardır. Baş boyun kanserleri erkeklerde ve 50 yaşın üstünde
daha sık görülür.
Baş-Boyun Kanserleri Tedavi Edilebilirmi ?
Diğer
kanserlerde olduğu gibi, erken dönemde teşhis edilirse tedavi edilebilir.
Kanserli doku ameliyatla çıkarılabilir, genellikle cerrahi radyoterapi ile
birlikte uygulanır. Bazı hastalarda tedaviden sonra hastalık tekrar ortaya
çıkabilir, bu durumda ya ilk kanserin tüm hücreleri ameliyatla çıkarılmamış
veya radyoterapi ile öldürülmemiştir yada ikinci bir kanser gelişmiştir.
Baş Boyun Kanserinin Belirtileri :
*
Ağızda uyuşukluk hissi
*
Ağızda veya boğazda kanama
*
Ağızda şişlik veya yumru
*
Birkaç haftadır iyileşmeyen yara veya zaman zaman yara haline gelen veya
kanayan kırmızı yada beyaz
*
Yutma veya çiğnemede ağrı veya zorluk
*
Boğazda veya yüzün bir bölümünde devam eden ağrı veya his kusuru
*
Devam eden ses kısıklığı veya kötü telaffuz gibi seste değişiklik
*
Nefes alma güçlüğü
*
Devam eden burun tıkanıklığı veya burun kanaması
*
Göz çevresinde şişlik veya çift görme
*
Yüzde veya üst çenede ağrı
*
Devam eden kulak ağrısı, kulak çınlaması veya duyma güçlüğü
*
Boyun lenf bezlerinde şişme. Bazı hallerde boyun lenf bezlerinin büyümesi
baş-boyun kanserlerinin ilk belirtisi olabilir.
Uzmana Müracaat :
*
6 haftadan daha uzun süren ses kısıklığı
*
3 haftadır iyileşmeyen ağızda yara
*
3 haftadır geçmeyen ağızda şişlik
*
Ağız içinde kırmızı veya beyaz yamalar
*
3 haftadan fazla bir süredir devam eden yutma güçlüğü
*
Tek taraflı burun tıkanıklığı
*
Herhangi bir diş eti hastalığı olmaksızın diş kaybı
*
3 haftada geçmeyen boyunda şişlik
*
Herhangi bir yüz kasında, dilde veya boğazda zayıflık
*
Göz küresinde şişme
Bu
belirtilerin kanser belirtisi olmayabileceğini unutmayın.
Teşhis : Bir uzman sizin şikayetlerinizi dinleyecek ve muayene edecektir.
*
Ağız ve boğaz ayna ile muayene edilir.
*
Burun ve boğaz endoskopi adı verilen bir aletle muayene edilir.
*
Şüpheli bölgeden patoloji inceleme için örnek alınır.
İlk
iki işlem, rahatsızlık vermeyen ve birkaç dakika süren bir işlemdir. Lokal anestezik
sprey ile yapılabilir. Patolojik inceleme için biyopsi alınması endoskopik
inceleme sırasında olabilir, biyopsi için ayrı bir işlem uygulanabilir veya
iğne ile tümörden örnek alınabilir. Bazen genel anestezi altında parça almak
gerekebilir. Kimi zaman biyopsi almadan önce radyolojik inceleme (BT veya MR)
gerekebilir.
Baş Boyun Kanserlerinin Tedavisi :
Baş
boyun kanserlerinin tedavisi, vücut için çok önemli bölgelerde dağılımı da göz
önüne alındığında çoğu zaman özel tedavi ekibi gerektirir. Kulak Burun Boğaz,
Radyoterapi, Medikal onkoloji uzmanlarının yanında plastik cerrahi uzmanı da
baş-boyun tümörleri tedavi ekibinin devamlı elemanıdır. Plastik cerrahi kimi
tümörlerin tedavisinde doğrudan yer alırken (dudak, diş eti, yanak, ağız tabanı
vb), kimi tümörlerin tedavisinde, tümör çıkarıldıktan sonra oluşan yarayı
(orofarink, hipofarinks vb ) kapatma görevini üstlenir.
Başarılı
bir onarım için hastanın ameliyat öncesi iyi değerlendirilmesi ve her hasta
için tedavi programı yapılmalıdır. Tümörün evresi ve prognozu, hastanın yaşı,
cinsiyeti, vücut alışkanlığı ve fonksiyon durumu, donör alan (onarım yapmak
için yama-parça alınan bölge) ve hastanın sosyoekonomik durumu tedavi
planlamada çok önemlidir.
Hiçbir
rekonstrüktif işlem yeterli tümör rezeksiyonunun önüne geçemez. Baş-boyun
kanserlerinin rekonstrüksiyonunda ilk öncelik güvenliktir. Aşağıdaki işlemler
rekonstrüktif merdiven göz önüne alınarak sıralanmıştır.
1. Primer
kapama
2. Sekonder
yara iyileşmesi
3. Deri
grefti
4. Flepler:
Lokal, bölgesel ve serbest doku aktarımı (mikrovasküler doku transferi, free
flap)
Kulak Kepçesi Ve Diş Kulak Yolu Kanserleri :
Güneş
ışınlarına maruz kalmak özellikle erkeklerde ve ileri yaşlarda deri kanserine
sebep olabilir. Çoğu spinal hücreli kanserdir. Kulak kepçesinde yer alan küçük
çaplı tümörler çıkarıldıktan sonra oluşan yara dudakları karşı karşıya
getirilerek onarım yapılabilir. Bu mümkün değilse vücudun başka yerinden alınan
ince deri yada kulak arkasından hazırlanan fleplerle kulak onarımı yapılabilir.
Kanser kulak korunamayacak kadar geniş ise, kulağın tamamının ameliyatla
çıkarılması kaçınılmazdır. Bazı hallerde kulak kanseri veya dış kulak yolundan
kaynaklanan kanser kemiklere de yayılmış olabilir, bu takdirde kulak ile
birlikte alttaki kemiğin bir bölümünün de çıkarılması ve cerrahi yaranın fleple
(pektoralis majör, trapez kas-deri flepleri gibi) kapatılması gerekecektir.
Parotis Tümörleri :
Tükrük
bezleri içinde en büyüğü olan parotis bezi kulağın hemen önünde yer alır. Yüz
siniri tarafından yüzeyel ve derin olmak üzere iki loba ayrılır. Kendine ait
tümörleri olabildiği gibi saçlı deri, alın ve yanaktaki bazı tümörlerde parotis
bezi içindeki lenf bezlerine metastaz yapabilir. Başka bir şikayeti olmayan
hastada kulak önünde veya kulak memesinin hemen altında muayene ile ele gelen
herhangi bir şişlik parotis tümörünü düşündürmelidir. Tükrük bezi tümörlerinin
% 85'i parotis kaynaklıdır, parotis tümörlerinin % 85 i yüzeyel lobda yerleşir
ve %85 i iyi huyludur. (sıklıkla selim miks tümör) MR ve Ultrason gibi
incelemeler tümör hakkında bilgi verir, tanı titiz yapılmış bir iğne biyopsisi
ile konabildiği gibi ameliyat sırasında alınan parçanın hemen patolog
tarafından incelenmesi ile de konabilir.
Tedavi
cerrahidir, tümörün yerleşimine ve tanısına bağlı olarak parotisin yüzeyel
lobunun veya her iki lobun çıkarılması gerekir. Bu işlem sırasında yüz siniri
korunur. Eğer habis tümör sinire yayılmış ise sinir de ameliyat sırasında
çıkarılır ve vücudun başka yerinden alınan sinir ile yüz sinirinin devamlılığı
sağlanır. Yüksek malignite potansiyeline sahip parotis tümörleri lenf
bezlerinde metastaz yapabilir, bu tür olgularda lenf bezlerine de yönelik
cerrahi yapılması gerekir.
Dudak Kanseri :
Dudak
kanseri güneş ışınlarına maruz kalma ile ilgilidir ve sıklıkla alt dudakta ve
dudak mukozası-deri bileşiminde orta hat boyunca ortaya çıkar. Ağız köşesinde %
1 civarında rastlanır. Kanserlerin büyük bir bölümü skuamoz hücreli kanserdir.
Daha az sıklıkla küçük tükrük bezlerinden kaynaklanan kanserlere rastlanır.
Skuamoz hücreli kanser tipik olarak yüzeyel deriden kabarık bir deri-mukoza
değişikliği olarak başlar, üzerinde yara açılabilir. Konservatif tedavilere
rağmen iyileşmeyen, kanama ve kabuklanma gösteren tümör haline gelir. Yuvarlak
dudak kası üst ve alt dudağı sarar ve bir sfinkter gibi hareket eder, konuşma
sırasında dudak kenarlarının hareketini düzenler. Orta yüzdeki mimik kaslar bu
kasa yapışır. Kanser nedeni ile dudağın bir bölümü çıkarıldığı zaman, bu kasın
iki ucu mutlaka birbirine dikilmelidir. Dudak kanserinin çıkarılmasından sonra,
ağız hareketleri sırasında simetrisi korunan, kaşığın ağza girmesine izin veren
ve duyarlı bir onarım hedeflenir. Dudak kanseri en az 1 cm sağlam sınırla
cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra dudak doku kayıpları 3 ayrı grupta
değerlendirilir;
1. Dudağın
1/2 sinden küçük doku kayıpları V veya W yöntemleri ile primer kapatılır.
2. Dudağın
1/2 - 2/3 arası olan doku kayıpları Üst dudak, ağız köşesinden veya ağız
çevresinden hazırlanan dokular ile onarım yapılır.
3. Dudağın
2/3 ü ile tamamının kaybı Yanaklardan hazırlanan dokular ile kayıp karşılanır.
Doku içine radyoaktif tellerin yerleştirilmesi ile gerçekleştirilen özel bir
radyoterapi tipi olan brakiterapi (BRT)ile hem tümörün lokal kontrolü
sağlanabilir hem de fonksiyon ve estetik iyi sonuç alınmaktadır.
Üst
dudakta yerleşen kanserler alt dudağa göre daha nadirdir. Kanserin
çıkarılmasından sonra dudağın yarısı kadar olan açık yara karşı karşıya
getirilip dikilebilir. Daha büyük açık yaralar için alt dudak ve yanaktan yapılan
döndürme veya kaydırma ile yara kapatılır.
Ağiz Tabani Ve Diş Eti Kanserleri :
Erkeklerde
daha sıktır ve 50-60 yaş arasında görülür. Ağız tabanı tümörlerinde birden
fazla noktada görülme (multifokal) durumu sözkonusudur. Çoğu spinal hücreli
kanserdir, yüzeyel dışa doğru büyümüş şekildedir ve köken aldığı dokuyu iyi
veya orta derecede taklit ederler. Tümör büyüdükçe üzerinde yara açılır, dile,
çene altı bölgeye veya dişetine doğru büyüme/yayılma takip eder. Diş etinden
kaynaklanan kanser ağzın diğer bölgelerine göre daha nadirdir. Erkeklerde daha
sıktır ve 60 lı yaşlarda görülür. % 70 i alt ve arka diş etindedir. Bu
kanserlerin çoğu çevreye yayılır ve alt çene kemiği arka bölümündeki diş eti
ince olduğu için ince olduğu için kemikte yayılma yapar.
Küçük, sınırlı tümörlerin tedavisi :
Ağız
tabanının erken dönem kanserlerinde cerrahi tedavi ve radyoterapinin sonuçları
aynıdır. Evre I-II tümörlerin çıkarılmasından sonra yara karşı karşıya
getirilip dikilebilir, bu yapılamıyor ise vücudun başka yerinden alınan ince
deri ile yara kapatılır. Erken evre tümörler tipik olarak yüzeyseldir ve dışa
doğru büyümüşlerdir.
Büyük, ileri evre kanserlerin tedavisi :
Ağız
tabanının ileri evre kanserleri çene kemiğine, dile ve ön bademcik çukuruna
yayılmış olabilir. Bu nedenle çene kemiğinin bir bölümünün bir kısmının veya
tamamını, ağız tabanı kaslarını ve dilin bir bölümünü veya tamamını içine
alacak şekilde geniş olarak çıkarılması gerekebilir. Ağız tabanından öne doğru
büyüyen tümörler dudağı veya alt yüz bölgesindeki deriyi tutabilir.
Çene Kemiği Onarımı :
Çene
kemiğinin bir bölümünün veya tamamının kaybı ciddi işlevsel, estetik ve
psikolojik sorunlara yol açar. Çene kemiği kayıplarının karşılanması için
bölgesel veya vücudun uzak bölgelerinden hazırlanan ve çene bölgesine taşınan
dokular kullanılır. Son 20 yıldır serbest doku aktarımında gerçekleşen
gelişmeler, edinilen işlevsel ve estetik deneyimler, geniş tümörlerin
çıkarılması ile aynı seansta onarımlarının da yapılmasına imkan sağlamıştır. Bu
amaçla;
1. Fibula flebi : Bacak alt bölgesindeki fibula kemiğinin 25 cm. e kadar olan bir
kısmı bacak derisinin bir bölümü ile birlikte serbest doku olarak hazırlanır,
çene kemiği şekli verilir ve doku mikroskop altında yapılan damar anastomozları
ile çene bölgesine taşınır. Böylelikle tümör çıkarıldıktan sonra oluşan çene
kemiği ve yumuşak doku yokluğu karşılanmış olur.
2. Kalça kemiği flebi : Geniş çene kemiği kayıplarında kalça kemiğinden 14-16 cm
uzunluğunda kemik ve gerekirse yumuşak doku serbest olarak kaldırılır, çene
bölgesine taşınır ve mikroskop altında bu bölgedeki damarlara anastomoz
yapılır.
Ağız İçinde Yumuşak Doku Onarımı :
Çene
kemiği onarımı için taşınan serbest flep her ne kadar yumuşak doku ile birlikte
olsa da bazı hallerde bu yumuşak doku yeterli olmayabilir ve yarayı kapatmak
için ilave yumuşak dokuya ihtiyaç olur. Ağız içindeki yumuşak doku onarımı için
;
A. Bölge dokuları : Bu amaçla göğüs (pektoralis majör kası), omuz (trapez kas) veya
sırt (latissimus dorsi kası) kası üzerindeki deri adası ile birlikte bulunduğu
yerden kaldırılır, ağız içine döndürülür ve onarım gerçekleştirilir. Bu
yöntemin bazı sakıncaları vardır. Taşınan doku ihtiyaçtan daha kalın olabilir.
İzler vücudun üst bölgelerinde ve görünen yerlerdedir. Kasların kaybı ciddi
fonksiyon kayıplarına yol açmaz.
B. Serbest doku aktarımı : Ön kol serbest flebi, ağız içi onarımları için
ince ve kolay uyum sağlayabilmesi nedeni ile tercih edilen bir ameliyat
şeklidir. İhtiyaç olması halinde ön kol kemiği de flebe dahil edilebilir.
Orofarinks Kanserlerinin Onarımı :
Orofarinks
kanserlerinin çoğu squamöz hücreli kanserdir. Küçük tükrük bezlerinin tümörü
nadirdir. Bu bölgede lenfoma da görülebilir. Diğer ağız içi kanserlerde olduğu
gibi sigara ve alkol alışkanlığı ile kanser görülmesi arasında ciddi ilişki
vardır. Sigara içimi ile birlikte ciddi alkol kullanımı kanser riskini 15 kez
arttırmaktadır. Bu bölgede kansere yol açan diğer nedenler beslenme
yetersizliği, sifiliz, travma, diş vurması, virusler ve kötü ağız hijyenidir.
Orofarinks, önde ağız içi, aşağıda hipofarinks ve yukarda nazofarinks ile
sınırlıdır. Üst kenarı yatay planda yumuşak damak, alt kenarı hiyoid kemik
hizasındadır. Bu bölge içinde yumuşak damak, uvula, tonsil, farinks arka duvarı
ve dil tabanı bulunur.
Yumuşak damak onarımı :
Yumuşak
damaktaki tümörün geniş olarak çıkarılması, çıkarılan yumuşak dokunun
genişliğine bağlı olarak velo-faringeal yetmezlik ile sonuçlanır. Yumuşak
damaktaki küçük doku kayıplarının primer kapatılması konuşma ve yutma da sorun
yaratabilir. Konuşmada ses tonu değişir. Sıvı gıdaların yutulması veya emilmesi
sırasında, sıvı buruna kaçabilir. Onarım için ön kol serbest flebi en iyi sonuç
elde edilebilir. Bu flep, tonsil ve yan farinks duvarını içine alan tümörlerin
çıkarılması sonucu oluşan, yumuşak damak yan tarafı ve tonsil bölgesinin
onarımı için en ideal yöntemdir.
Dil kökünün onarımı :
Dil
kökü defektleri normal konuşma ve yutmanın korunması anlamında en ciddi
zorlukları taşır. Dil kökü tümörlerinin çoğu başlangıçta radyoterapi ve
kemoterapinin birlikte uygulanması ile tedavi edilir. Tekrarlaması halinde
ameliyat gerekir, ameliyata bağlı oluşan doku kaybı, rekonstrüksiyondan sonra
normal yutma fonksiyonunun geri dönmesine meydan vermez. Büyük tümörler büyük
doku kayıpları ile sonuçlanır ve bölgesel veya uzak doku nakillerine gerek
duyulur. Göğüs ön duvarından hazırlanan kas-deri (pektoralis majör ) flebi
onarımiçin uygun bir seçimdir. Yoğun konuşma ve yutma rehabilitasyonu bazı
hastalarda yutma işlevinin kazanımını sağlayabilir.
Arka farinks duvarının onarımı :
Bu
bölgenin tümörleri sık değildir. Küçük defektler serbest deri grefti ile
kapatılabilir, büyük defektler için fleple onarım kaçınılmazdır. Bu amaçla ön
koldan veya koldan hazırlanan serbest doku aktarımları kullanılır.
Faringo-Özofajiyal Onarım :
Hipofarinks
kanserleri, baş boyun kanserlerinin % 8-10 kadarıdır. Erkeklerde ve 50-80 yaş
arasındadır. Sigara ve alkol kullanımı ile kanser gelişmesi arasında yakın
ilişki vardır. En sık görülen kanser tipi squamöz hücreli kanserdir. Genel
olarak geç tanı, agresiz mukoza altı yayılım eğilimi ve çevredeki boyun
dokularına yayılım nedeni ile prognozu iyi değildir. Anatomik olarak
hipofarinks, yukarda hiyoid, aşağıda krikoid kemiğin alt kenarı ile sınırlıdır.
Yukarıda orofarinks aşağıda özofagus ile devam eder. Piriform sinus,
postkrikoid ve arka farinks duvarı olmak üzere 3 bölgeye ayrılır. Piriform
sinus kanserleri daha sıktır.
Farinks
ve yemek borusunun boyun bölgesinin kanserlerinin ameliyatla çıkarılmasından
sonra sıklıkla serbest doku aktarımı gerekir. En sık kullanılan iki serbest
doku aktarımı ; ön kol ve ince barsak (jejunum) flepleridir.
Ön
koldan hazırlanan damarlı deri tüp haline getirilir ve boyundaki damarlara
mikroskop altında anastomoz yapılır. Uzun süreli çalışmalar yeni yemek borusu
açıklığının ve yutmanın Yeterli olduğunu göstermiştir. Erken dönemde hasta
mideye sokulan tüp ile beslenir, ameliyattan 7-21 gün sora ağızdan beslenmeye
geçilir.
Serbest ince barsak (free jejunum) flebi : 20-25 cm. lik barsak (jejunum) parçası, kendisini besleyen damarlarla birlikte hazırlanır, boyun bölgesine taşınır ve bu bölgenin damarları ile ağızlaştırılır.
ESTET, Yıldızposta Cad. Ayyıldız Sitesi A Blok, Gayrettepe - İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder